Modern ilaç, yani modern tıbbın tavsiye ettiği ilaç kavramı “birim dozu ile standart ve tekrarlanabilen fizyolojik yanıt alınması” önşartıtır.
Alternatif tıp olarak adlandırılan bitkilerle tedavi yöntemi ise; bitkilerin fotosentez ve kendi metabolizmalarının karakteristiği gereği birçok maddeyi bünyesinde barındırdığı ve tedavi amaçlı kullanabileceği kabulüne dayanır.
Aslında hem modern tıbbın, hemde alternatif tıbbın çıkış noktası aynıdır. “Bir maddenin tedavi edici ve zehir etkileri arasındaki fark miktarıdır, dozudur”
Bitkilerdeki bu zengin içerikten etkin ilaç molekülleri geliştirilebilmesi amacıyla yararlanılması hem modern tıp hem alternatif tıp ilaç araştırmacılarının başlıca çalışma alanını oluşturmaktadır.
Biz modern- (alternatif) tıp mukayesesini uzmanlarına bırakarak asıl konumuza girelim.
Alternatif tıp veya yeni adı ile fitoterapi yani bitkilerle tedavinin, modern tıbbın bir nişanesi olan kapsül (tablet)’e girerek kapsülleşmesi (tanım bana ait olmakla birlikte, konuyu izah için anlamsızda olsa kullanmak zorundayım alanın uzmanlarının hoşgörüsüne sığınarak) ile başlayan ticari marka sürecine ve marka tescili ile toplumlar tarafından hızlı kabul görmesi.
Fitoterapötik olarak adlandırılan, “sağlık destek ve diyet ürünleri”. Marka tescil sınıflandırılmasında ise 05 sınıfta; ‘’ Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.’’ emtia grubu olarak yer alan ve halk arasında takviye gıdalar olarak adlandırılan alternatif tıbbın kapsül (tablet) olarak vücut bulmuş halindeki ilaçlar.
Sanırım hiç kimse alternatif tıbbın son 30 yılda aritmetik bir ivme ile bu kadar hızlı büyüyeceğini, ‘’kapsülleşeceğini ‘’ ve güçlü tescilli ticari markalarla dolu bir sektör haline geleceğini beklemiyordu.
Kapsüle girdikten sonra, modern tıbbın ticari kisvesine bürünen alternatif tıp sektörü; artık dünya genelinde kabul görmesini, ticari markalara sahip olmasına borçludur. ‘’Kapsüllü Alternatif Tıp’’ ürünlerinin ticari hayatının başlaması için marka tescili alması Dünya’da birçok ülkede ilgili devlet kuruluşlarından üretim ve/veya dolaşım izni alması adına önkoşuldur. Ülkemizde ise ‘’takviye edici gıda’’ olarak kabul gören bu ürünlerde ön koşul olmasada, gerektiği durumlarda tarım bakanlığı üretici firmadan marka tescil belgesi/ marka tescil başvurusu giriş evrakını isteyebilmektedir.
Ülkemizde hızlı büyürken, ‘’alternatif tıbbın kapsülleşmiş ürünü takviye edici gıdaların’’, bazı sorunlarıda beraberinde getirmesi, denetim eksikliğinden kaynaklandığı kesin olmakla birlikte, tarım bakanlığının artan şikayetler üzerine, hızlı büyüyen bu pazarı sıkı denetimlerle kontrol etme çalışmalarıda artmaktadır. Bu denetimler istenen seviyeye ulaştığında bu sektöre ciddi şekilde yatırım yapan gerçek takviye edici gıda üreticileride, gelecek planlarını daha rahat yapacaklardır. Bu denetim ve kontrol dinamiklerinden en önemli olanlarından birinin marka tescil zorunluluğu olduğu aşikardır
Tarım bakanlığı takviye edici gıdaların üretim izni için marka tescilini önkoşul olarak sunmasada bu sektöre gönül veren iş insanları mutlaka her ürünleri için marka tescili yaptırmaktadır. Çünkü marka tescilinin, tüketiciye verilen ‘’kaliteli ve güvenli ürün/hizmet sözü ‘’ olduğunu bilmektedir. Ve takviye edici gıda üreticisi firma, marka tescili ile : Sevgili takviye edici gıda tüketicisi. Senin sağlığına direkt etkisi olan ürünlerimizin, sağlığına olumlu etkisi olduğunun, sana zararı olmadığının garantisini biz veriyoruz, bizi rahatlıkla bulman ve hesap sorabilmen için ürünümüze beni bulacağın en önemli adresi ‘’Marka Tescilini’’ işaretliyorum demektedir.
Bu sözü veren üretici ile vermeyen üretici ayrımını, tüketicinin ‘’alternatif tıbbın kapsülleşen ürünlerinde’’, marka olmuş ürünler kullanarak verdiğine eminiz. Marka tescil önkoşulu ile Marka olmuş ürünü almak, tüketici için çok kolay bir satın alma işlemidir. Takviye edici gıdalarda markalaşarak bu konuda tüketiciye yardımcı olan üreticilerinede, ilgili otorite kuruluşlar tarafından pozitif ayrımcılık yapılması ve sadece gerektiğinde değil bir ön koşul olarak marka tescilini talep etmesinin sektöre pozitif katkı bulunacağı kesindir.
Modern tıbbın sunduğu ilaçlarda marka tescili zorunluluğu olması hem üreticinin hem tüketicinin çıkarlarının korunması içindir. Bu zorunluluk alternatif tıbbın sunduğu ilaçlar içinde olmalıdır. Çünkü iki sektörde her geçen gün birbirine yaklaşmakta ve hedef kitleleri daha çok örtüşmektedir. Tüketiciye sunum şekli modern tıp gibi kapsül, tablet halinde olmaya başladığından beri alternatif tıp ürünleri ilaçlarının; modern tıp ilaçlarının en önemli tedarik ayağı olan eczanelerde satışa sunulması, tüketicinin algısını etkilemekte ve bu iki markanın (modern tıp- alternatif tıp) fayda algısının tüketici nezdinde daha fazla örtüşmesine zemin hazırlamaktadır. Eczanelerde sadece marka tescili olan ürünlerin satışa sunulması tüketiciyi koruyan en önemli faktörlerden biridir. Fakat tüketicinin eczane gibi güvenilir yerlerde edindiği algının farklı satışa sunma mecralarında (online siteler), devam ettiği gerçeği düşünülür ise tüketici yanıltılmaya açık olacaktır.
Bu bağlamda tüketicinin her türlü satışa sunum platformunda ürün almasının önünün açık olduğu ‘’alternatif tıbbın kapsülleşmiş ürünlerinin’’ kalite ve güvenin teminatı olan Marka Tescili ile korunması Modern Tıp ile arasındaki kalite farkının kapanmasına fayda sağlayacaktır.
İlginizi Çekebilir: Covid-19 Pandemisinin; Sağlık Sektörü Markalarına ve Marka Tesciline Etkisi